Hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücut dokusunu tahrip ettiği hastalığa kanser adı verilir.
Kanser Nedir Kanser Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi İyi huylu kanserde kanserli hücreler çok nadir bir şekilde yayılım gösterir ve genellikle herhangi bir tehlike oluşturmaz.
Ancak kötü huylu kanser hücreleri büyüyüp gelişim gösterek diğer organlara yayılır ve bu durum metastaz olarak adlandırılır.
Genetik, çevresel faktör, kötü beslenme, hareket azlığı ve stres gibi faktörlerin neden olduğu kanser tedavisi için kemoterapi, radyoterapi ve ilaç tedavisinden faydalanılır.
Unutulmaması gereken önemli noktalardan biri de kanserin erken teşhisidir.
Kanser, anormal hücrelerin hızla bölünerek diğer doku ve organlara yayılıp onları istila etmesiyle ortaya çıkan geniş bir hastalık grubudur.
Bilinen 200’den fazla kanser türü vardır ve hızlı büyüyen kanser hücreleri tümörlere sebebiyet vererek vücudun düzenli işleyişini de engeller.
Hücrelerin hızla büyümesi sonucu meydana gelen iyi huylu, kötü huylu ve prekanseröz (premalign) tümörler söz konusudur.
İyi huylu tümörler genellikle diğer dokulara yayılmaz ve tehlike oluşturmaz.
Ancak kötü huylu tümörler, metastaz adı verilen vücudun diğer dokulara ve organlarına yayılmasıyla kişide hayati tehlike meydana getirebilir.
Prekanseröz (veya premalign) ise kansere dönüşebilecek (veya gelişmesi muhtemel) anormal hücreleri içeren durumu tanımlar.
Yaygın görülen ve ölümcül olabilen kanser türleri akciğer, lenf, lösemi prostat, meme ve kolon kanseridir.
Yaklaşık 200 farklı kanser çeşidir vardır bunların görülme sıklığı kişiden kişiye farklılık gösterir.
En yaygın görülen kanser çeşitleri ise akciğer, lenf, lösemi, prostat, meme, tiroid, rahim ve kolon kanseridir.
Genel olarak kanser çeşitleri şöyle sıralanabilir:
Kanser, hücrelerin içindeki DNA’da meydana gelen mutasyonlar ve anormal büyümeler sonucu meydana gelir.
Yapısal nedenlerle birlikte kansere neden olan durumlar arasında genetik faktör, çevresel faktörler, yoğun güneş ışını, sigara-alkol tüketimi, kanserojen maddeye maruz kalma, kötü beslenme ve stres yer alır.
Kanserin nedenleri şu başlıklar altında toplanabilir:
Yaygın olarak görülen birçok kanserin dört evresi söz konusudur. Bu evreler kanserin boyutu, şiddeti ve vücuttaki konumları gereği değişkenlik gösterir.
Kanseri dört aşaması şöyledir:
Evre 1: Kanser küçük bir alandadır ve henüz lenf düğümlerine veya diğer dokulara yayılmamıştır.
Evre 2: Kanser bağlı bulunduğu alanda yayılıp büyümüş ve kısmi olarak lenf düğümlerine sıçramış olabilir diğer dokulara yayılmamıştır.
Evre 3: Kanserin büyüyüp geliştiği ve lenf düğümleriyle birlikte diğer dokulara yayıldığı evredir.
Evre 4: Bu evreye ilerlemiş kanser evresi veya metastatik kanser adı da verilir. Dördüncü evrede kanser hücreleri vücudun diğer organ ve dokularına yayılmıştır. Bu evrede kişinin hayati tehlikesi söz konusu olabilir.
Genellikle dört evre şeklinde görülen kanser hastalığında ayrıca sıfırıncı evre vardır. Bu evre en erken evre olarak kabul edilir ve kanserli hücrelerin kanserin başladığı bölgede hâlâ lokalize olduğunu tanımlar.
Bu evrede olan kanserler genellikle kolayca tedavi edilebilir ve bir tehlike unsuru oluşturmaz.
Kanser belirtileri kişiden kişiye veya kanserin türüne göre değişebilmekle birlikte kanser türlerinde ortak olarak karşılaşılan kanser belirtileri arasında kilo kaybı, vücut ağrıları.
vücudun belirli bölgelerinde kitle oluşumu, diş eti kanamaları, şiddetli yorgunluk ve halsizlik, geçmeyen öksürük, kolaylıkla vücut kanaması veya morarmaları ve beslenme bozukluğu yer alır.
Kanser türlerinde ortak ve yaygın olarak görülen genel kanser belirtileri şunlardır:
Vücutta büyüme gösteren kanser hücreleri sağlıklı hücrelere göre daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarak vücudun dinlenirken normalde olduğundan daha fazla kalori yakmasına sebep olur ve bu durum da kanser hastalarını zayıflatır.
Meydana gelen ve dokulara yayılan tümörler büyüdükçe sinirlere, kemiklere veya organlara baskı yapar ve kişiyi zor duruma düşürebilecek vücut ağrıları meydana getirir.
Genel olarak tümörün büyümesi kişide halsizlik ve yorgunluğa neden olabilir. Nefes darlığı, anemi, ağrı veya kandaki oksijen seviyesinin azalması (hipoksi) gibi diğer kanser semptomları da yorgunluğu tetikleyen faktörlerdendir.
Metastatik yani diğer organlara yayılan kanserler sıklıkla tümörün yakınındaki lenf düğümlerinin şişmesine sebebiyet verir.
Ciltteki mevcut benlerin sayısında, şeklinde ve boyutunda meydana gelen artışlar cilt kanserinin belirtileri arasında yer alır ancak her ben değişimi kanser değildir. Kesin tanı için dermatoloji uzmanına başvurmanız gerekir.
Özellikle geceleri ortaya çıkan yüksek ateş, genellikle birçok kanser türünün ortak semptomu olarak bilinir ancak enfeksiyon kaynaklı da meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda doktora başvurmanız daha sağlıklı olacaktır.
Akciğer kanserinin yaygın belirtileri arasında geçmeyen balgamlı öksürükle birlikte öksürürken ağızdan kan gelmesidir.
Özellikle löseminin belirtileri arasında gösterilen diş eti kanaması, lösemi hastalarının kanındaki trombosit sayısının düşüklüğünden kaynaklanır.
İyileşmeyen yaralar genellikle cilt kanseriyle ilişkilendirilir. Uzun süre iyileşmeyen yaralar söz konusuysa cilt doktoruna başvurmanız gerekir.
Meydana gelen bu belirtiler kişinin her zaman kanser olduğuna işaret etmeyebilir. Belirtilerin altında farklı hastalıklar yatabileceği gibi kanser belirtileri ortaya çıktığında vakit kaybetmeden doktora gitmek erken teşhis ve hastalığın iyileşmesi açısından büyük önem taşır.
Kanseri teşhis etmek için kullanılan araçlar genellikle laboratuvar testleri, görüntüleme çalışmaları ve diğer invaziv veya non-invaziv prosedürleridir.
Kansere işaret eden yumrular, kitleler, lezyonlar veya cilt rengindeki değişiklikleri değerlendirmek için doktor tarafından fiziksel muayene yapılır.
Tedavi sırasında anemi, enfeksiyon veya diğer komplikasyonların gelişimi izlenirken, kandaki lösemiyi düşündüren anormallikler kan değerleriyle tespit edilebilir.
Tümör belirteç testleri kanda kanser varsa yükselme eğilimi gösteren maddeleri ölçmek için kullanılan kan testleridir. Bunlar arasında prostat kanserini saptamak için prostata özgü antijen testi (PSA), hem meme hem de yumurtalık kanseri için kullanılan BRCA1 ve BRCA2 testleri ve bir dizi kanserle ilişkili bir tümörü saptamak için kullanılan CA-125 testi bulunur.
Akış sitometrisi, sıvı içinde süspanse edilmiş hücreleri değerlendirir ve bir kan veya kemik iliği örneğinden lösemi veya lenfoma teşhisinde faydalıdır.
Biyopsi, mikroskop altında değerlendirme için vücuttan bir doku veya sıvı örneğinin alınmasıdır. İnce iğne aspirasyonu (FNA), çekirdek iğne biyopsisi, koni biyopsisi veya ameliyatla elde edilebilir.
Görüntüleme testleri, kanseri teşhis etmek için faydalanılan bir yöntemdir. Bu testler X-ışını, bilgisayarlı tomografi (CT) ve manyetik rezonans görüntülemeyi (MRI) içerebilir. Radyoaktif izleyicileri kullanan nükleer tıp görüntüleme, belirli kanser türlerini teşhis edebilirken, pozitron emisyon tomografisi ile tutarlı olarak metabolizmadaki değişiklikler saptanabilir.
Genomik test bir tümörün kromozomal özelliklerini tanımlamaya yardımcı olabilir ve onkoloğun hastalığı neyin tetiklediğini anlamasına ve en uygun ilaç tedavilerini seçmesine yardımcı olabilir. Bu testlerin çoğu sadece kanseri teşhis etmek için kullanılmaz. Ayrıca kanser hastasının uygulanan tedaviye yanıtını ölçer.
Kanser tedavisi genellikle kanser hücrelerini öldürmek için uygulanan radyoterapi, kemoterapi, ilaçlar, cerrahi yöntemler, hormon tedavisi, immunoterapi ve yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikleri içerir.
Genel olarak kanser tedavisinde uygulanan yöntemler şunlardır:
Uygulanan kanser tedavilerinin kişilerin üstünde meydana gelen yan etkileri ise anemi, mide bulantısı ve kusma, yorgunluk ve ağrı şeklindedir.
Kanser riskini azaltmak için genel olarak sigara-bırakılmalı, egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenilmeli, yoğun güneş ışınlarından kaçınmalı ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmalısınız.
Genel olarak kanser riskini azaltmak için yapılması gerekenler şöyledir:
Kanser kaşıntısı, tümörün salgıladığı maddelerden veya vücudun tümöre tepki vermesinden kaynaklanır. Bu kaşıntılar vücudun her yerinde olabilir ancak bacaklarda ve göğüste daha yaygındır Genellikle kanser tedavisi görülünce azalır.
Dördüncü evre olarak bilinen kanserin son evresi, metastazın en yoğun olduğu, kanser hücrelerinin diğer organ ve dokulara çok fazla yayılım gösterdiği evredir.
En yaygın ve ölüm oranı yüksek kanser çeşidi akciğer kanseri olarak kabul edilir.
Yoğun stres altında yaşamanın kansere sebep olduğu düşünülse de stresin kansere neden olduğu konusunda kesin bir cevap söz konusu değildir. Ancak stresin birçok hastalığın nedeni olarak değerlendirilir.
Herhangi bir belirti göstermeyen ve net olarak saptamayan sinsi kanser türü pankreas kanseri olarak gösterilir.
Yaş grupları ve cinsiyete göre kanser görülme sıklığı değişebilir. Örneğin çocuklarda ve ergenlik çağında olanlarda kan kanseri daha sık görülürken yetişkin erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda ise meme kanseri daha yaygındır.